Skip to content Skip to footer

Ailede Kayıp ve Yas

Yas tepkileri kişiye özgü olmakla birlikte kaybın ardından yetişkinler sıklıkla; şok, kaygı, öfke, suçluluk, çaresizlik, umutsuzluk gibi duygusal tepkiler; sosyalleşmekten kaçınma, kolayca irkilme,  kaybedileni hatırlatan şeylerden kaçınma gibi davranışsal tepkiler; odaklanma güçlüğü, olayla ilgili istenmeyen, tekrar eden, ani ve yoğun düşünceler gibi bilişsel tepkiler; yeme ve uyku bozuklukları, mide ve bağırsak hareketlerinde artış, baş ağrıları ve çarpıntı gibi fiziksel tepkiler gösterebilirler.

Çocuklar, kayıp yaşadıklarında yetişkinler gibi yas tutabilirler. Ancak gelişimsel özellikleri nedeniyle yetişkinlerden farklı tepkiler verebilirler.

  • Okul öncesi dönemdeki çocuklar (2-6 yaş arası), fobik tepkiler gösterme eğilimindedir ve belirsiz korkular geliştirebilirler. İçe kapanma, bakımverene aşırı bağlanma, yeme düzeninde değişiklik, gerileme davranışları (altını ıslatma vb.) ve uyku düzeninde bozulma gibi davranışlar ortaya çıkabilir.
  • Okul dönemi çocukları (6-11 yaş arası) içe kapanabilir, sevdiği şeylerden zevk alamama, güven/sevgi/destek ihtiyaçlarında sarsılma, yeme düzeninde değişiklik ve uyku düzeninde bozulma gibi tepkiler gösterebilir.
  • Ergenlik dönemi çocukları (12-18 yaş arası) ise daha karmaşık tepkiler sergileyebilir; içe kapanma, sevdiği şeylerden zevk alamama, güven/sevgi/destek ihtiyaçlarında sarsılma, yeme düzeninde değişiklik ve uyku düzeninde bozulma gibi belirtilere ek olarak, duygusal karmaşıklık, kendine zarar verme düşünceleri, madde kullanımı ve suça yönelme gibi riskli davranışlar da görülebilir. 

 

Çocuklara ölüm hakkında bilgi vermeden önce çocukların ölümü nasıl algıladıklarını bilmek önemlidir. Çocuklar genellikle 11-12 yaşlarına geldiklerinde ölüm kavramını tam olarak anlamlandırabilirler ama daha küçük çocuklar gelişim özelliklerinden dolayı ölümün evrensel ve geri dönülmez olduğunu, ölen kişilerin yaşam fonksiyonlarını yerine getirmediklerini anlamakta güçlük yaşarlar. Bu nedenle küçük yaş gruplarına ölümü somutlaştırarak anlatmak gerekir. Ancak genel olarak çocuklara ve ergenlere yaşanan kayıp hakkında bilgi verirken dikkat etmemiz gereken temel noktalar şunlardır:

• Sakin ve sessiz bir ortamda açıklama yapmaya çalışınız.
• Açık ve net olunuz. Kullandığınız kelimeleri çocuğun anlayabileceği şekilde seçiniz.
• Bilgi verirken dürüst olunuz, yalan söylemeyiniz.
• Çocuğunuzun sorduğu sorunun cevabını bilinmiyorsanız “bilmiyorum” deyiniz. Çocuğunuza sevdiği kişinin öldüğünü net bir şekilde ifade ediniz. Özellikle küçük çocuklar için “derin bir uykuda” “melek oldu” veya “onu kaybettik” gibi ifadelerden kaçınınız. Çocuklar bu açıklamalardan dolayı ölen kişileri hala görebileceklerini veya bulabileceklerini düşünebilirler. Ayrıca uyuma ya da yolculuğa çıkma eylemleri çocuğunuz için kaygı verici ya da korkutucu hale gelebilir.
• “Ölüm sürekli ve geri dönülmezdir. Ölüm işlevsizliktir.” mesajlarının çocuğunuza ulaştığından emin olunuz. Küçük çocuklar gelişim özelliklerinden dolayı ölümün sürekli ve geri dönülmez olduğunu, ölen kişilerin yaşam fonksiyonlarını yerine getiremediklerini anlamakta güçlük yaşarlar. Bu nedenle siz çok iyi açıklamalar da yapsanız ölüm ile ilgili soruları tekrar tekrar sorabilirler. Yukarıda da vurgulandığı gibi bu soruları karşısında çocuğunuza sabırla cevap veriniz.

Çocuğun kişisel kararı ve gerçekleştirilecek olan cenaze töreninin özellikleri dikkate alınarak çocuğun cenaze törenine katılması ya da katımaması yönünde bir karar alınmalıdır. Kültürel özelliklere bağlı olarak bazı cenaze törenleri özellikle küçük çocuklar için çok ürkütücü olabilir. Ancak normalde cenaze törenleri, ölümün gerçekliğinin anlaşılması için işlevseldir. Çocuğun kayıpla ilgili duygularını fark etmesi ve ifade etmesi için bir fırsattır. Bu ritüelin bir parçası olmak, çocuğunuz için hem kaybedilen kişiye veda etmesine imkân sunar hem de kaybı kabullenmesini kolaylaştırır. Dolayısıyla çocuğunuz törene katılmak istiyorsa, zarar görmekten ziyade fayda sağlayabilir.

 

• Olabildiğince günlük rutininize dönmeye çalışınız: Her gün aynı döngüde aynı şeyleri yapmak, çocuğunuzun yaşamın yeniden “normal ve güvende” olduğu mesajını verir. Özellikle küçükçocuklar yas sürecinde ölümden çok günlük yaşamın akışına odaklandıklarından buyaştaki çocukların yeme, içme ve uyku gibi ihtiyaçlarının karşılanarak kendilerini güvende hissetmelerinin ve günlük yaşama devam etmelerinin sağlanması önemlidir.
• Çocuğunuzun yaşadığı korkuları fark ediniz: Çocuklar sevdikleri birinin ölümünün ardından onlar için önemli olan diğer kişilerin ölümüne ilişkin korkabilirler. Bu nedenle çocuğunuzun yanından ayrılırken nereye gideceğinizi, saat kaçta döneceğinizi ona belirtiniz ve belirttiğiniz saatte dönmeye çalışınız.
• Çocuğunuzun yaşına uygun olarak ölen kişiye veda etmesini destekleyiniz: Herhangi bir travmatik yaşantıya maruz kalmayacağını düşünüyorsanız cenaze törenine veya anma törenine katılma gibi etkinliklere çocuğunuz katılmak istiyorsa katılmasını destekleyiniz. Ancak çocuğunuz cenaze törenine katılmak istemiyorsa bu konuda ona baskı yapmayınız.
• Çocuğunuzun suçluluk yaşayabileceğini unutmayınız: Yas tutan çocuklar kendilerine iyi gelen ve mutlu olduklarını hissettiren aktiviteler yaptıklarında ya da sadece mutlu hissettiklerinde suçluluk hissedebilirler. Çocuğunuzun bazen üzgün bazen de mutlu hissetmesinin oldukça normal olduğunu biliniz ve ona belirtiniz. Örneğin, “Mutlu olman …’yı(ölen kişiyi) unuttuğun, onu önemsemediğin anlamına gelmez.” diyebilirsiniz. Dahası, kayıp öncesi kendisine iyi gelen şeyleri veya hobilerini sürdürmesi için çocuğunuzu teşvik ediniz.

Yas tepkileri kaybın üzerinden zaman geçmesine rağmen azalmadan yoğunluğu artarak devam ediyorsa ve çocuğunuzun günlük işlevselliğine zarar veriyorsa lütfen profesyonel desteğe başvurunuz.